PORTAKAL VA(A)Dİ
04/09/2007 – Birgün | |
![]() |
|
![]() |
|
Ankara'da "Seğmenler ve Botanik parklarını birleştirerek yeşil bir koridor yaratılması ve vadinin yeniden vadi olabilmesi ihtimali" üzerine kurgulandığı söylenen Portakal Çiçeği Vadisi, sonraları yeşil alandan çok binaları bünyesinde barındıran, kentin merkezinde yapılaşmış bir prestij projesi olarak karşımıza çıktı. Portakal Çiçeği Vadisi, Çankaya ve Ayrancı yerleşim bölgeleri içerisinde Cinnah ile Hoşdere Caddeleri arasında kalan 11 ha'lık bir alanı kaplar. Kent merkezine en yakın bölgelerden biri olan vadi, yıllar önce mülkiyetinin büyük bir çoğunluğu kamunun elinde olan, bir bölümü yeşil, bir bölümü iskâna müsait olmayan alan durumunda iken getirilen plan kararları sonucunda birtakım imar hakları alarak kentsel arsaya dönüşmüştür. Alan "vadi" olma özelliğinden dolayı Jansen planında konutlardan arındırılmış bir yeşil alan olarak ayrılmıştı. Bu hedef, kent içerisinde yer alan vadilerin ekolojik özelliklerinden ötürü kentle bağlantısının kesilmemesine yönelikti. Ardından yapılan Yücel ve Uybadin planında ise nispeten düşük yoğunluklu bir konut bölgesi halini aldı. 1957 yılında vadinin yaklaşık yüzde 20'lik alanı yeşil iken, 1977'ye geldiğimizde vadideki kaçak yapılaşma artmış, bununla birlikte 1984'te çıkarılan "Büyük Kentlerin Yönetimi" hakkındaki kanunla kurulan ilçe belediyelerinin planlama anlayışları ile imar affı yasası birbirine karışınca, kontrolsüz kentleşme içinden çıkılamaz hale gelmiştir. 1985 yılında vadi genelinde imar hakları kaldırılmış, yeşil alan projesi çizilerek kamulaştırma kararı alınmıştır. 1989 yılında Belediye Başkanı olan Murat Karayalçın kendi döneminde projenin fikri oluşumunu sağlamış, eylem alanını daha da geliştirerek Portakal Çiçeği Vadisi ile Dikmen Vadisi çalışmalarını birlikte hayata geçirmiştir. Ancak dönemin belediye yönetimi kaynak sıkıntısı nedeniyle kamulaştırma işlemini gerçekleştirememiş, diğer yandan yeni arayışlarla bir proje modeli geliştirmeyi amaçlamışlardır.
KAYNAĞINI KENDİ TEMİN EDEN BİR MODEL Bu dönemde, Ankara Büyükşehir Belediyesi kamulaştırma yerine kendi kaynağını kendi temin eden bir model hedeflemiştir. Belediye öncülüğünde, projeye katılan arsa sahipleri, projeyi hayata geçirecek özel girişimciler ortaklığında, Haziran 1991 tarihinde, PORTAŞ "Portakal Çiçeği Vadisi Proje Geliştirme, İşletme ve Ticaret Anonim Şirketi"ni kurmuştur. Böyle bir yapı içinde modelin oluşturulması, proje yönetiminin nasıl olacağı, hukuk düzeninin nasıl kurulacağı, finansmanın nasıl yaratılacağı gibi konular, projeden doğrudan etkilenen kişilerle birlikte tasarlanmış, karar alma süreçlerinde tarafların katılımı ile birlikte her aktörün kendi fikrini savunduğu bir platform yaratılmaya çalışılmıştır. Lakin her aktörü aynı düzlem üzerinde tarafsızca eşitlemeye ve kendi fikrini söyleyebilecek hale getirmeyi hedefleyen bu çaba, kendi içerisinde bunu nasıl gerçekleştireceğini, arsa sahibi ve hissedar firmaların dilek ve şikâyetlerine nasıl eşit mesafede duracağını, kullanıcıların tam katılımının, fikirlerinin alınmasının, isteklerinin belirlenmesinin hangi yöntemle yapılacağını belirtmemiştir. Proje sürecinde mülkiyet durumuna değinmek gerekirse, arsa üzerinde belediyenin yüzde 49'luk şahısların yüzde, proje uygulama konusunda deneyimli girişimcilerin ise yüzde 30'luk payı bulunmaktadır.
SON SÖZ… Kentlerimiz hızlı bir yeniden yapılanma sürecine girdi. Bu süreç her ne kadar doğal aşındırıcıların etkisi dahilinde kaçınılmaz olsa da kentlerimiz içerisinde oluşan değerden faydalanmak isteyen kimileri her şeyi hiçe sayarak düğmeye basarken tereddüt etmemekte. Karşı karşıya kaldığımız bu süreç içerisinde nerede duracağımızı, kentlerimizin nasıl bir fikirsel çerçeve dâhilinde yenileneceğini, neye dönüşeceğini kararlaştırma zamanı. Bu kritik zamanda birbirimizden ve üzerinde her şeyimizi bıraktığımız, onunla birlikte durduğumuz, var olduğumuz kentlerimizden başka tutunabileceğimiz bir şeyimiz yok. Kapıda aç, büyümeye hevesli, kentlerimizi bir yutumluk lokma olarak gören, her an her saniye kendi zenginliğini arttırmak, yaşama ve kente dair her şeyi hiçe saymaya hazır bir sermaye beklemekte. Bizse kentlerin asıl sahipleri olarak durmaktayız; bizsiz var olamayacak, bizimle vücut bulan kenti "bize rağmen" dönüştürenlerin, kendi tarafına çekebileceğini sananların hayal gördüklerini anlamalarını ümit ederek… MURAT AYKUT murataykut@gmail.com* * * Proje bazlı kurulan şirket; » Vadi içinde yer alan tüm arsaların gerek bulunduğu konum, gerekse geçmişte verilen imar hakları yönünde aynı değerde kabul edilmesini, yani "eşitlik" ilkesini, » Geçmiş yıllarda vadi içinde verilmiş imar haklarının düşürülmesini, ancak yaratılacak kentsel standardı yüksek çevre ve inşaat kalitesi sayesinde arsa sahiplerinin mağdur edilmemesini, SONUÇLAR Ancak belirlenen bu ilkelere karşın projede sonuç olarak; |